ATATÜRK İNSAN MI?
Atatürk bir insan olarak doğdu, yaşadı ama ölmedi. Bıraktığı miras
sebebiyle sevenleri tarafından adeta ilah seviyesine yükseldi. Günümüzde birçok
insan için en kutsal varlık Atatürk’tür. Bedenen yok olmuş olsa da fikren
yüceler yücesi mertebesindedir. Bu sebeple Atatürk’e insana ait bir zayıflık
atfedilirse sevenlerince o kişi aforoz edilir. O yüzden yılmaz bir Atatürk
savunucusu olan Can Dündar, Mustafa isimli film ile biraz da Atatürk’ün insani
yanını göstermek isteyince linç edilmişti. Öyle ya! Hiçbir ilah zayıflığı kabul
etmez. Hiç kimse de ilahına söz söyletmez. Burada önemli olan Atatürk’ün ilah
haline getirilmesi değil; neden ilah haline getirildiğidir. Acaba insanlara ne
vaat etti veya neyi miras bıraktı da birçok insan peşinden sürükleniyor? Cevap;
özellikle günümüz insanı için müthiş bir hediye bıraktı: Tam anlamıyla kusursuz
olmasa da iyi bir ideoloji… Aslında bıraktığı ideoloji nesnel bir açıdan
incelendiğinde birçok açıdan kusurlu, eksik, zararlı ve günümüz dünyası için demode
bir ideolojidir. “Atatürkçülük” adı altında özetleyeceğimiz ideolojinin ilke ve
inkılaplarına baktığımızda çoğunun sorunlu olduğunu görebiliriz. Örneğin İslami
açıdan bakarsak milliyetçilik ilkesi ümmetçiliğin yerini aldığından Müslüman için
sorundur. Seküler açıdan bakarsak ırkçılığa çıkar. Diğer ilke ve inkılaplar
aynı bakış açısıyla derin bir incelemeye tabi tutulduğunda aslında Atatürkçülük
denen ideolojinin elle tutulur bir yanı olmadığı, birtakım süslemeler ve
güzellemelerden öteye gitmediği görülecektir. Hem kusursuz bir ideoloji dedik
hem de kusurlarını saymaya başladık. Dediğimiz gibi nesnel açıdan sorunlu olan
bu ideoloji öznel açıdan mükemmeldir.
Atatürk’ün ilah seviyesine çıkmasına neden olan ideolojinin en önemli
özelliği soru(n)lara makul seviyede cevap verebilir olmasıdır. Atatürk adeta
demiştir ki “ Alın bu ideolojiyi tepe
tepe kullanın. Bu ideoloji hem sizin zevklerinize uygun yaşamanızı sağlayacak
hem de ideolojiye yöneltilecek itirazlara cevap verecek. Sizin yapmanız gereken
hiçbir şey yok. Ben ne gerekiyorsa yaptım. Siz sadece ideolojiye sahip çıkın
yeter.” Hakikaten Müslüman bir ülkede tamamen İslam’a düşman bir ideoloji
100 yıldır yaşıyor ve yaşamaya devam etmesi için bolca taraftarı var. Böyle bir
hediyenin kıymeti bilinmesi gerekir. Ancak Atatürk’ün bu ideolojisinin en büyük
artısı günümüz insanının zevkine hitap etmesidir. Bu ideolojiye inandığın zaman
artık seni hiçbir şey durduramaz. Tamamen özgür sayılırsın. Namaz, oruç, zekat,
hac, kurban, örtünme gibi neredeyse tüm ibadetler üzerinden düşer. Zina, içki,
kumar, uyuşturucu, soyunmak gibi İslam dinince hoş karşılanmayan neredeyse tüm
davranışlar normalleşir. Üstelik bu şekilde Müslümanlar içinde yaşıyorsun ve
herhangi bir tepki almıyorsun. Hatta bazen sen Müslümanları kendi memleketinde
aşağılıyorsun. Böyle bir ortamı oluşturan kişi elbette ilah olmayı hak eder.
Düşünün örneğin Portekiz’de Türkler nüfusun en fazla %20 sini oluşturacak ve o ülkede
sadece Türk kanunları geçerli olacak. Üstelik Türkler zaman zaman
Portekizlileri aşağılayacak ve ülkeden kovmakla tehdit edecek. Bu ne kadar
mümkün ya da akla yatkın? İşte Atatürk bunu başarmıştır.
Atatürkçülüğü bilip de 85 milyonun içinde beş vakit namazını kılan, oruç
tutan, Kuran okuyan, içki, kumar, zina, faiz ile işi olmayan bir kişi dahi
bulamazsınız. Evet, ahiretini mahvetmek karşılığında da olsa Atatürk ideolojisi
bu dünyayı cennet haline getirmekte, nefsin istediği here şey olur vermektedir.
Ayrıca ideolojiye gelebilecek her saldırıya da bir tedbir alınmış olması ideolojiyi
üstün bir hale getirmektedir. Örneğin alfabemi neden değiştirdin dersin, Arap
alfabesinin yazması zordu der; hafta tatilini neden Cuma gününden cumartesi ve
pazara aldın dersin, uluslararası milletlere uyum sağlamak için der; çarşafı
neden kaldırdın dersin, kadın kılığına giren asker kaçakları vardı onları
önlemek için der, ezanı neden Türkçe okuttun dersin, insanlar anlasın diye der,
tekkeleri neden kapattın, tarikatları neden kaldırdın dersin, onlar dini yanlış
anlatıyordu der… Velhasıl her soruya bir cevap vardır. İdeolojiye tabi olanları
yormaz. Sorulacak soruların cevaplarını hazırca sunar. Herkes de papağan gibi
aynı şeyleri söyler. Gerçi kişi biraz düşünse gerçeği fark edecek ama işine
gelmediği için düşünmez. Müslümanların içinde İslam’a küfür ede ede mutlu mesut
yaşar gider…
Yorumlar
Yorum Gönder